Arjantin'in de dahil olduğu Güney Amerika ülkelerinin, dünya futbolunun gerisinde kalmalarının en büyük sebeplerinden biri, sadece forvet, hücumcu kanat ve ofansif orta saha, yani sadece ofansif özellikleri iyi olan oyuncular çıkarabilmeleri ve bunun günümüzde para etmemesi. Ya da sadece ''para etmesi'' de diyebiliriz. Futbolcu satıp, çarkı döndürmeye çalışıyorlar. Hem sistemsel hem de sosyolojik bir mesele bu. Takımlar için hücumcu çıkartıp satmak, gençler içinse hücumcu olmak daha cazibeli. Savunman ve beklerin iyi değilse kazanamazsın. Bu çok açık.
Futbolun taş ve sopalarla oynandığı dönemde, Güney Amerika takımları başarılı olmuşlar. Çünkü modern futbolun devrede olmadığı, bilimsel yaklaşımın futbola uğramadığı, topu alanın çayırda, çimende koşar gibi top oynadığı dönemler bunlar. Bu durumu küçümsemiyorum, yanlış anlaşılmasın. Ancak o dönem bile çok büyük dominasyon yok. Avrupa ayak uydurmakta geri kalmamış. Fakat modern futbolda Avrupa dominasyonu var. Güney Amerika takımları buna ayak uydurmakta zorlanıyorlar. O yüzden başarısızlık bir alışkanlığa dönüştü.
Dünya Kupası'nı kazanan son Güney Amerika takımı 2002 Brezilya. Takımdan yetenek fışkırıyo, tabii ki kazanırlar. 20 yıl oldu neredeyse henüz o yetenek seviyesine yaklaşabilen bir takım bile olmadı. Ancak bu süre zarfında en başarılı Güney Amerika takımı 2014 Arjantin. Ve yetenekli olmasının en büyük sebeplerinden biri disiplinli bir takım olmaları. Messi hücumda tek başına iş yaptı, ama hücum dışında yetenekleri çok kısıtlı bir takımdı. Defans ve orta sahada çok iyi oyuncular olmamasına rağmen, takım halinde oynadılar ve o şekilde finale çıkıldı. Defans ve orta saha kötü oynasaydı, Messi dahi yeterli olamazdı. Arjantin'de senelerdir sayısız forvet geldi, geçti. Orta saha ve defans yok neredeyse. Eski dönemlerin çok gerisinde.
98 öncesi, yetenekli ayakları olanların kazanmasının olağan olduğu yıllar. Günümüzdeyse, orta sahası ve defansı iyi; disipline sahip, takım oyunu oynayabilen, fiziksel olarak kuvvetli takımlar iş yapıyor. Yani Arjantin'in sahip olmadığı her şeye sahip olan takımlar. Tüm takımlar Güney Amerika takımı olduğunda ne olur peki? Kıyaslama yaptığımızda bu özelliklerde daha iyi olan hangi takımsa, o şampiyon olur. E tabi bu bir sır değil, sanki bir şey keşfetmişim gibi söylemiyorum. Ancak durum bu olunca, yetenek seviyesi, fiziksel özellikler, takım disiplini gibi konularda Arjantin sınıfta kalıyor, Brezilya öne çıkıyor.
Kadro değerlendirmesi öncesi uzun bir girizgah oldu. Bu takımın bu halde olmasının sebebini iyi tespit etmek ve takımın sınırlarını iyi bilmek gerekiyor. Arjantin'in ülke olarak bunun farkında olduğunu düşünüyorum, ama taraftar rekleksi göstererek, takımdaki oyunculara ve Messi'ye haksızlık yapılıyor. Bu takımda şampiyon kumaşı yok. Şampiyon olmak istiyorsan bir sistem oturtup, takım oyunu oynayacaksın. Messi çıksın bizi kurtarsın dersen, bir halt olmaz senden.
28 Kişilik Kadro
32 kişilik aday kadrodan 4 kişi çıkarıldı. Bunlardan ilki;
Emiliano Buendia: Dünya Kupası elemelerinde takımdaydı, oynamayı bırakın, yedeklere bile giremedi. Geçen sezon Championship'te 39 maçta 15 gol atıp 17 asist yapmış ve takımının Premier Lig'e yükselmesine epey katkı sağlamış. 35 milyon sterlin karşılığında Aston Villa'ya transfer olduğu söyleniyor. Kadroda olmalıydı.
Juan Foyth: Geçtiğimiz hafta oynanan 2 Dünya Kupası eleme maçında da oynadı. Sanırım ikinci maçta yaptığı hata, kadrodaki yerine kaybetmesine sebep olmuş. Spekülasyon da olabilir. Kadrodan çıkarılan diğer oyuncular Lucas Ocampos ve Jose Palomino. Belki Ocampos alınabilirdi kadroya. Konuşulacak bir şey yok haklarında.
Kaleci konusuysa bir garip. 4 kaleci olması yadırganabilir. İlk gördüğümde şaşırmıştım. Armani şu an covid pozitifmiş. O sebeple 4 tane kaleci var kadroda. Sonra baktım Armani ne kadar önemli bu kadro için diye. En iyi dördüncü kaleci sanırım aralarında. Armani'nin sağlıklı olduğu durumda bile oynaması zorken, niye kadroya alınıp da yer işgal ediliyor anlamadım. Buendia'yı alabilirlerdi kanat için. Arjantin, daha turnuva başlamadan ilk hatasını yaptı denebilir. 11'de başlaması muhtemel olan kaleci Emiliano Martinez. Geçen sezon Aston Villa formasıyla Premier Lig'de çıktığı 38 maçta 46 gol yeyip, 15 maçta kalesini gole kapamış. Kariyer maç/yediği gol ortalaması 1,15 civarı. Çok tanımadığım için istatistiki veriyle yorumluyorum. Marchesin, Musso ve Armani'ye çok iş düşmeyecektir. İkinci kaleci Marchesin olacak muhtemelen. Portekiz Ligi'nde iyi bir performans sergilemiş.
Defanst; Foyth'un çıkarılması dışında bir sürpriz yok. Çıkarılmasaydı bile 11'e giremeyebilirdi deniyor. Defansın belkemiği Otamendi. Bir takımın senelerdir en iyi stoperi Otamendi'yse eğer, o takımdan başarı beklemek haksızlık olur. Yapacak bir şey yok. Yanında muhtemelen Romero başlayacaktır. Lisandro Martinez de iyi bir seçenek olabilir. Hatta Otamendi yerine Romero'yla o oynamalı stoperde. Sol bekte Taglificao'nun oynaması gerektiğini düşünüyorum. Acuna'nın topu önüne alıp, kafasını eğip kanattan çizgiye yaptığı koşuları görmek istemiyorum. Acuna'yı orta saha olarak almışlar kadroya. Belli ki Taglificao'da karar kılmışlar bek olarak. Doğru karar. Sağ bek için Montiel ve Molina seçenekleri var. Montiel sezon boyu sadece 11 maç oynamış. İlk seçenekleri yine de Montiel olabilir.
Orta saha için seçilen oyuncularda da sürpriz yok. Buendia'nın olmaması dışında, beklenen seçimler bunlar. De Paul, Lo Celso ve Paredes 3'lüsünün 11'de başlaması muhtemel. En iyi 3'lü bu. Lo Celso'dan beklentiler büyüktü epeydir. Umarım bunları karşılar bu turnuvada. Topa sahip olmak niyetiyle bir değişiklik yapılırsa, Palacios ilk tercih olacak muhtemelen. Defansif bir oyuna dönmek isterlerse, ilk seçimleri Dominguez veya Rodriguez olacaktır. Papu Gomez'in çok fazla süre alabileceğini düşünmüyorum. Belki gol gerektiği anlarda oyuna alınabilir.
Forvet hattı: Messi abimiz, canımız, ciğerimiz var elbette. E tabii forvet de olsa maç içinde orta sahanın gerisine gelip, oyunu kurmaya çalıştığı bir sürü sekans göreceğiz. Mevkisi yok gibi oynuyor. Maalesef. Merkez forvette büyük ihtimalle Lautaro Martinez başlayacak. Benim gözümde bu adam, atanamamış Suarez'dir. Ne yapacağı hiçbir zaman belli olmuyor. Vezir de eder, rezil de. Di Maria ve Gonzalez, birbirleri yerine oynarlar muhtemelen. Gonzalez yedekten Di Maria'nın yerine girecektir oyuna. Stuttgart'ta 17 maçta 6 gol atıp 2 asist yapmış. Çok yönlü bir oyuncu olduğundan bahsediyorlar. Agüero ise yedekten girecektir son 20-25 dakikada. Gole ihtiyaç olursa Martinez'le çift forvet oynatılıp, oyun kurma işini tamamen Messi'ye bırakabilirler. 2 tane Correa var. Angel olan süre alabilir nadir durumlarda. Sol forvette oynayabileceğini sanmıyorum. Merkez forvette Martinez ve Agüero var, sıra gelmez ona. Sağda da değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek bir tanrı var. Correa'lara sıra gelmeyebilir. Alario sakat görünüyor. Öncelikli seçimlerden biri olamaz zaten.
Ekleme: Alario çıkartılıp, Julian Alvarez alınmış kadroya. Pek bir süre alamayacaktır.
Özetlersek; Buendia ve Foyth'un çıkarılması dışında, kadroda sürpriz denebilecek bir şey yok. Kadroya 2 sakat oyuncu(Alario dün gece çıkarıldı kadrodan) alıp, Buendia ve Foyt'un dışarıda bırakılmasına anlam veremedim. Kimse veremedi... Arjantin söz konusu olduğunda anlam verilemeyen ilk şey değil tabii bu. Son şey de olmayacak.
Çıtası net şekilde belli bu takımın. Yarı final başarıdır benim gözümde. Şu takıma 2 ay fırsat versen, belki şampiyon olabilecek bir hale getirebilirsin. Milli takım buna uygun bir yer değil maalesef.
Favori: Brezilya. Messi'nin son Copa America'sı olması çok muhtemel. Milli takım için her zaman, her şeyini veren Messi, bu sefer de mücadeleden geri kaçmayacaktır. O büyülü anlardan birkaç tane yaşatabilirse yarı finalde ve finalde, şampiyonluğu getirebilir. Ama mümkün görmüyorum. Messi 3 atsa, Brezilya 4 atar olası bir eşleşmede. Umalım da öyle olmasın.
Muhtemel 11'i medyaya düştü: 4-3-3
Emiliano Martinez
Montiel Martinez Quarta Otamendi Taglificao
De Paul Paredes Lo Celso
GOAT Lautaro Martinez Nicolas Gonzalez
Romero tam sağlıklı olmadığı için, Quarta başlayacakmış.
Kimi oyuncular hakkında bilgim olmadığından, bazılarınızın Twitter'da görmüş olabileceği Roy Nemer'in bilgilerinden biraz faydalandım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder