11'ler:
Arjantin: Emiliano Martínez; Nahuel Molina, Cristian Romero, Nicolas Otamendi, Marcos Acuña; Rodrigo De Paul, Guido Rodríguez, Gio Lo Celso; Lionel Messi, Lautaro Martínez and Nicolás González.
Uruguay: Fernando Muslera; Giovanni González, José Giménez, Diego Godin, Matías Viña; Federico Valverde, Rodrigo Bentancur, Lucas Torreira, Nicolás De La Cruz; Edinson Cavani, Luis Suarez
Kadro değerlendirmesi:
-Otamendi'nin orada yeri yok. Olmamalı. Şu ülke Otamendi'den daha iyi bir stoper çıkaramıyorsa ayıptır.
-Acuna'yı, Taglificao'nun önüne asla koymam normalde. Ama Taglificao iyi gözükmedi ilk maçta. Acuna'ya da şans vermek gerek Taglificao kötüyken. O sebeple eleştirmiyorum Acuna seçimini. Ama lütfen, biri Acuna'ya, kafasını öne eğip topla çizgiye koşu yapmaması gerektiğini söylesin. Lütfen.
-Agüero'nun maç eksiği sebebiyle, Martinez'in 11 başlaması gerektiğini düşünüyordum turnuva öncesi. Hala da öyle düşünüyorum. Her ne kadar istikrarsız olsa da, sadece kondisyon sebebiyle değil, aynı zamanda daha faydalı olabilir diye düşünüyordum Martinez'in. Olmuyor gibi. Görüntü kötü. ''Atanamamış Suarez'' diye boşuna demiyorum. Aynı tornadan çıkmış gibiler. İstikrarsızlık ve saç baş yoldurmada üstlerine yok. Agüero maç eksiğine rağmen 11 başlayabilir gelecek maçlarda.
Maç Değerlendirmesi:
Arjantin, Şili maçında olduğu gibi, bu maça da çok hızlı ve istekli başladı. Topa sahip olmaya ve iyi pres yapmaya çalışan, pozisyonları bulan takımdı. Lautaro Martinez, ondan gol kaçırmadığı bir maç bekleyen taraftarı çok heveslendirmeden bir gol kaçırdı elbette. Takımın, bitirici vuruşları yapamama beceriksizliğinden Şili maçı değerlendirmemde de bahsetmiştim, bu maç için de geçerliydi o. Neyse ki Messi var da, tek başına maçın seyrini değiştirebiliyor. Barcelona'nın korner olduğundan çok sık yaptığı taktiği, Arjantin de yapıyor epeydir. Paslaşarak kullanılan korner sonrası, rakibini geçen Messi'nin adrese teslim ortasını Guido Rodriguez gole çevirdi.
İkinci yarı, daha çok Uruguay oynadı. Arjantin kontralarda gol bulmaya çalıştı. Olmadı ne yazık ki. Çok fazla anlatacak bir şey yok ikinci yarıyla alakalı. İlk yarıyla ikinci yarı arasında geceyle gündüz kadar fark oluyor takımda. Ne olursa olsun, bir galibiyet almak çok önemliydi. 3 puandan daha fazla katkı sağlayacağını düşünüyorum takıma. Messi de açıklamalarında bir galibiyet almanın önemine ve takımın havasını olumlu yönde değiştireceğine vurgu yapmıştı. Bunu başardılar. Gerisi gelir umarım.
Arjantin için, ''kafalarında bir fikir var'' lafını kullandım birçok kez önceki yazımda. Gerçekten bir fikir var kafalarında. Hücum futbolu oynamaya ve bunu takım halinde yapmaya çalışıyorlar. Ancak bunu yaparken, zaman zaman savunma konusunda defolar oluşuyor. Zaten Otamendi başlı başına bir handikap. Uruguay'ın hücumcuları hızlı oyuncular olmadığı için, fazla bir sorun yaratmayabilir bu maç özelinde. Brezilya'ya karşı sorun olabilir.
Maçtan Notlar ve Çıkarılacak Dersler:
1) Lautaro Martinez olmuyor gibi. Agüero 11 başlatılabilir. Yorulursa, Martinez alınır oyuna. Agüero daha fazla süre almalı en azından. Gerçi bu maç hiç oynatılmadı. Belki onda da bir sorun vardır.
2) İkinci yarılara, ilk yarılara başladığı gibi başlayamıyor takım. İlk yarı hevesli, istekli görünüyor diyoruz, ama kendilerini çok yoruyorlar galiba. Bunun bir dengeye oturtulması gerek. ''Skoru tutmaya çalıştılar'' denecek gibi de oynamıyor takım öne geçince.
3) ''Messi'ye bağımlı olmak'' konusunda tedirgin etti biraz bu maç beni. Takım iyi oynuyor, istekli görünüyor diyoruz; yine çıkıp Messi bireysel çabasıyla skoru değiştiriyor.
4) İlk maçta da yazmıştım. Di Maria kafasını biraz kullanabilse çok iyi topçu. Bir şeyler yapıyor. Kıvılcımı görüyorsun. Fakat devamını veya sonuca götüren bir hareketini göremiyorsun.
Messi yine çok iyi bir maç çıkardı. Bu adamla ilgili ne söylesek az. Takım için çok çabalıyor, çok mücadele ediyor. İkinci yarıda, tek başına bir şeyler yapmaya çalıştığı birçok pozisyon oldu. ''Şunu da geçeyim öyle pas atarım'', ''şunu da geçeyim öyle şut çekerim'' dercesine çalımlar attığı bir sürü pozisyon oldu. Bir kısmını ezdi ne yazık ki. Sonuca ulaşmak için çok çabaladıysa da atamadı bir gol.
Maç sonlarına doğru yere yığılıp, kalkamayacak diye korktum valla. Çok yoruldu. Çok iyiydi. Golü yok maçta. İyi oynadı demek için o asisti yapmasına da gerek yoktu. Gol atmadığı, asist yapmadığı maçta takımını eksik oynatan ya da taraftarına ''gol atsa da sağda solda övsem'' dedirten bir futbolcu değil, biliyorsunuz. Varlığı ve yetenek setiyle takımına katkısını her maç veriyor, tarzıyla da gözlerin pasını siliyor.
1 asist, 1 isabetli şut, 9 başarılı dribling, 4 kilit pas, 15 ikili mücadele kazanma istatistikleriyle oynadı. İlk 2 Copa America maçında da maçın oyuncusu seçildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder